Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Nisan 2013 Salı

BU HAFTA TİYATROYA GİTMEYE NE DERSİNİZ?

SİHİRLİ FASULYELER

Müzikal Çocuk Oyunu

Oyunlaştıran - Yöneten: Salim DörtcanMüzik: Erdem TarabuşDekor: Mie Tasarım GrupKostüm: Aygül Kostümevi
Tiyatro Mie'den yeni sezonda yeni bir müzikal çocuk oyunu daha 'Sihirli Fasulyeler' dekoru, kostümleri ve herkesi büyüleyecek ışık oyunları ile yine sürpriz bir oyun. Eğlenceli müzik ve dansları ile bu yeni macerayı mutlaka izleyin. Çok eğlenip, çok güleceksiniz...
 Konusu hakkında kısa bir açıklama yapacak olursak:
Annesi ve kız kardeşi ile birlikte yaşayan Jack sorumluluklarını yerine getirmediği için sürekli ikaz edilir. Bir gün annesi Jack'e önemli bir görev verir ve büyüyen ineklerini pazara götürüp ona yeni bir sahip bulmasını ister. Pazara giderken Jack ve ineğinin başına türlü türlü maceralar gelir. En sonunda karşısına tuhaf ve komik biri çıkar ve ineğini ona satar. Tuhaf biri ona karşılığında fasulye verir. Bu fasulyeler sihirli fasulyelerdir. Sihirli fasulyeler gökyüzüne kadar büyür ve jack gökyüzüne tırmanır. Onu macera dolu, eğlenceli bir hayat bekler.

ÇOCUKLAR ANNELER GÜNÜNE ÖZEL HARİKA BİR ETKİNLİK

Biricik annelerimizin kocaman kuklalarını yapmaya ne dersiniz? Farklı malzemeler kullanarak ve bunları bir araya getirerek oluşturacağımız kuklalarımız dekoratif birer obje olarak da Anneler Günü için eşsiz birer hediye olacaklar
Mekan: İstanbul Oyuncak Müzesi
Gişe Tel: 0 216 359 45 50-51
Ücret: 7,00 TL - 10,00 TL
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi; Saat: 11:00-13:00


29 Nisan 2013 Pazartesi

ÇOCUKLARIN EN SEVDİĞİ RENKLER BUNLARMIŞ?

ÇOÇUKLARIN EN SEVDİĞİ RENKLERİN BUNLAR OLDUĞUNU BİLİYORMUYDUNUZ
Mavi Renk
Mavi yeryüzünde en çok karşımıza çıkan renklerden biridir. Gökyüzü ve denizler buna en güzel örnektir. Mavi gökyüzü ve deniz; özgürlüğü, huzuru ve sonsuzluğu ifade eder. Mavi renk durağan ve çok göze batmayan bir renk olduğu için özellikle arka fonlarda kullanılabilir. İnsana rahatlık ve huzur veren, dinlendirici bir renktir.Mavi rengi seven insanlar genellikle sakin, düzenli, güvenilir, sadakat sahibi, barışçıl ve içe dönüktür.
Kırmızı Renk
En sıcak renk kırmızıdır. Kırmızı renk fiziksel anlamda hareketliliği, dinamizmi ve gençliği; duygusal anlamda ise mutluluğu, azim ve kararlılığı ifade eder. Bir nevi gücün ve azmin simgesidir. İnsanı harekete geçirir. Hareketliliğin ve azmin ihtiyaç duyulduğu yerlerde kırmızı kullanılması uygun olabilir. Çünkü kırmızı renk insana şevk, azim ve hareketlilik kazandırır. Bundan dolayı özellikle gençlere hitabeden ürünlerde kırmızı sıkça kullanılır.
Sarı Renk
Sarı, ışığın, sevincin, üretim ve verimliliğin rengidir. İnsana sevinç ve coşku verir. İlham vericidir. Bilgiyi ve bilgeliği ifade eder. Mutfak için oldukça uygundur.En parlak renk sarıdır
Yeşil Renk
Yeşil, tabiata hâkim olan renktir. İnsana huzur verir ve rahatlatır. İç açıcı ve güven veren bir renktir. Aynı zamanda umudu, yeniliği, gençleşmeyi ve yeniden canlanmayı çağrıştırır. Paylaşım, cömertlik ve uyumun rengidir.
Yeşil rengi seven insanlar genellikle üretken, çevresiyle uyumlu, içten ve doğayı seven insanlardır. Aynı zamanda hareketlerinde dengeli ve düzenlidirler.
Mor Renk
Mor, zenginliği, asalet, lüks ve ihtişamı çağrıştıran bir renktir. Özellikle açık tonları rahatlatıcıdır. Hayal gücünü arttırarak şevk ve ilham verir. Konsantrasyonu arttırır.Mor rengi seven insanlar genellikle, ruhsal dünyası ön planda olan, ağır başlı ve asil ruhlu kişilerdir.
 Pembe Renk
Kırmızı ile beyazın birleşmesi ile elde edilen pembe renk, kırmızı gibi canlılık verir ama daha yumuşaktır. Mavi renk erkeklerin, pembe ise bayanların rengi olarak bilinir. Neşe ve mutluluk veren bir renk olan Pembe aynı zamanda hayallerin ve aşkın rengidir.
Pembe kız çocuklarının rengidir. Saflığı ve sevimliliği çağrıştırdığı için kız çocukları en çok pembe renklerle bezenirat dallarında başarılı olma ihtimalleri daha fazladır
Turuncu Renk
Turuncu dışa dönük, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı ve iç açıcı bir renktir. Kırmızıdan sonraki en sıcak renk olan turuncu gösterişin ve şatafatın rengidir

ÇOCUKLAR HAYELLER KURUYOR PEKİ YA SİZ?


BIRAKIN ÇOÇUKLAR HAYEL KURSUN
Hepimiz çocuk olduk hepimiz çocukluğumuzda hayaller kurduk.Kimse hayal kurmadan bir çocukluk geçirdiğini söylerse inanmayın.Bazen hayallerimiz gerçeği yansıttı bazen de animistik özellikler taşıdı.Çocukluktan çıkalı çok oldu ama hayaller kurmayı bıraktık mı acaba…. Sizlerde ileride Çocuğunuzun hayal kurmasına izin vererek onun gelişimine katkıda bulunun. Bazen biz yetişkinler bile olmayacak hayaller kurarız gerçekleşebileceğini düşünür mutlu oluruz. İşte aslında çocuğunuzun yaptığıda tam olarak bu aslında. Bazen gerçekte olmayan hayali kahramanlar yaratır onlara değer verir, onlarla oyunlar oynar, bazen aslında hiç görmediği bir şeyi sanki onunmuş gibi anlatır zevkle heyecanla, hiç gitmediği yerleri sanki yıllardır orda yaşayan bir yetişkin gibi anlatır. Böyle durumlarda sakın çocugunuza kızıp onu engellemeyin bazen onu kandırmayacak cok umutlara sürüklemeyecek şekilde eşlik edin, arkadaşlarının yanında onu rencide etmeyecek şekilde davranın bu durum ilerleyen yaşlarda da devam ediyorsa yani çocuğunuz beyin gelişimi surecini tamamladıktan sonrada bu şekilde hayallere devam ediyorsa Aile hekiminize baş vurmanızda yarar olabilir.

BU HAFTAKİ KİTAP ÖNERİMİZ




ÇİFTLİKTEKİ BİNBİRŞEYİ BULUN
Çocuklar bu haftaki kitabımız müthiş gelin bir göz atın ilginizi çekeceğine eminim.Çocuklar capcanlı resimlerle dolu bu kitabın sayfaları arasında çeşitli şeyleri ararken hem bulmaca çözmenin zevkini tadacak hem de sayı sayma becerilerini geliştirecekler.
Arı çiftliğindeki kovandan seradaki salyangoza 1001 şeyi ararken dünyanın dört bir yanındaki çeşitli çiftlikleri tanıyacaklar.
Eğitimlerinin ilk aşamasındaki çocuklar ve tabii anne babalar için bence de son derece deneyim sağlayabilecek bir kitap şiddetle tavsiye ederim.

28 Nisan 2013 Pazar

Çocuklara "yeme alışkanlığı" nasıl kazandırılır?

Okul öncesi yaştaki çocuklar, az yemek yemeleri ile ünlüdür. Hayatın ilk yılında bebekler müthiş bir büyüme sergileyerek doğum kilosunu yaklaşık üçe katlarlar. Bu büyüme hızının devam edebilmesi için de çok yemeleri gerekir. Öte yandan okul öncesi dönemdeki çocuklar daha yavaş büyüdüklerinden çok yemeye gereksinim duymazlar.

Çocukların günlük kalori ihtiyacı nedir?
Çocukların çoğunun büyümelerine yetecek kadar yedikleri ve yeterli kaloriyi aldıkları sürece sağlıklı olacaklarını unutmayın. Küçük çocuklar günde yaklaşık 1000 kaloriye ihtiyaç duyar. Anne ve babalar, çocuklarının bir gün umulduğundan daha fazla yediğine, ertesi gün ise neredeyse hiçbir şey yemediğine tanık olabilir. Unutulmamalıdır ki, çocukların aldığı kalorilerin sayılması gerekmez. Küçük çocuklar genellikle kendi enerji gereksinimlerini anlar, sağlıklı ve aktif kalmalarına yetecek ölçüde yerler. Anne ve babaların görevi onlara sadece besleyici yiyecek çeşitleri sunmaktadır.

Yemek yeme sorunu olan çocuklar için pratik öneriler:

1- Çocuklara yemekleri uygun porsiyonlar halinde sunun
Yemekleri okul öncesi yaştaki çocuğa uygun porsiyonlar halinde sunun. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı genellikle yetişkin porsiyonunun yaklaşık dörtte biri kadardır. Büyük porsiyonlar çocuğu sıkabilir ve böylece daha az yemesine neden olabilir. En iyisi küçük miktarlarda sunmak ve bitirdiğinde, daha fazla isteyip istemediğini sormaktır.

2- Yiyeceği yemeğe ve miktarına çocuğunuzun karar vermesini sağlayın
Tabağındaki yemeklerden hangisini yiyeceğine ve ne kadar yiyeceğine çocuğunuzun kendisinin karar vermesini sağlayın. Hiçbir şey yemezse, sorun etmeyin. Bir sonraki öğün ya da atıştırmada nasıl olsa acıkmış olacak.

3- Susadığında su içirin
Çocuğunuzun midesini sıvılarla doldurmasına izin vermeyin. Bu yaştaki bir çocuğun yeterli kalsiyum ve diğer gıdaları alması için 450-650 ml. süt içmesi yeter. Çok fazla meyve suyu ishal veya diş çürümesine yol açabilir, hayatın ileri yıllarında obeziteye neden olabilir. Çocuğunuz susadığında meyve suyu yerine su verin.

4- Çocuğunuzla pazarlıktan kaçının
Pazarlıktan (örneğin “sebzeni yersen çikolata vereceğim” gibi) veya ısrardan (“sadece bir kaşık daha” gibi) kaçının. Araştırmalar, bu tekniklerin geri teptiğini ve çocuğun daha da az yemesine neden olduğunu ortaya koyuyor. Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin, ancak yemeğinin bıraktığı kısmını telafi etmek amacıyla sevdiği diğer şeylerden vermeyin. Yeni yiyecekleri kabul ettirmek özellikle zor olabilir. Bunun için birkaç öneri:
  • Yeni yiyecekten çok küçük bir porsiyonu çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz bir yemeğin arkasından verin.
  • Çocuğunuzu bu yeni yiyeceği yemeye zorlamayın ve bu nedenle bir tartışmaya girişmeyin.
  • İyi bir örnek teşkil edin ve bu yeni yiyecekten iştahla yediğinizi görmesini sağlayın.
  • Vazgeçmeyin. Çocuğunuzun yeni yiyeceği kabul etmesinden önce aynı yiyeceği 10 veya daha fazla kez sabırla sunmanız gerekebilir.
  • Market alışverişine beraber gitmek ve yemekleri birlikte hazırlamak da genellikle işe yarar.
  • Markette çocuğunuza farklı yiyecek türlerini ve özellikle de sebze ve meyveleri gösterin. Bunların renk ve şekillerini belirtin.
  • Masada kullanmak istediği tabak ve bardağı seçmesine izin verin.
Çocuğunuza yemek seçenekleri sunun
Akşam yemeği için ne pişireceğinize çocuğunuzun karar vermesine izin verin. Birkaç yemek önerisinde bulunun ve bunlardan birini seçmesini isteyin. Örneğin, akşam sebze yemek isteyip istemediğini sormayın. Bunun yerine örneğin bezelye mi, yoksa yeşil fasulye mi istediğini sorun. Böylece hem yemeği o seçmiş olur, hem de ne yiyeceği konusunda belli bir kontrole sahip olmuş olur, ancak yemekte sebze olacağı mesajını da almış olur.

Mönüyü belirleme yetkisinin size ait olduğunu unutmayın
Her şeyden önemlisi, mönüyü belirleme yetkisinin size ait olduğunu unutmayın. Sırf çocuğunuz sunduğunuz seçeneklere burun kıvırdı diye mönüyü değiştirmeyin. Hızla verilen siparişleri hazırlayan bir aşçı gibi davranmayın. Ne kadar zor olsa da, ileride yaşanacak yemek savaşlarının (ve her akşam iki-üç ayrı kişi için farklı yemek hazırlama zorluğunun) önüne geçmek için okul öncesi dönemde çocuğunuza sağlıklı yemek alışkanlıklarını kazandırmanız çok önemli.

BAHARDA ALERJİ ALARMI



Bahar mevsiminin beraberinde gelen polenler en çok çocukları etkiliyor. İşte alerjik nezle hakkında bilgiler ve polenlerden korunma yolları... İlkbaharın gelişiyle birlikte polen alerjisi olanlar, özellikle de çocuklar için zor günler kapıda..

Hangi polenler tehlikeli?

Alerjik açıdan önemli olan polen grubu 20-60 mikron büyüklüğünde olup, çok uzak mesafelere taşınabilenlerdir. Bu polenler hava değişiklikleri ile daha küçük parçacıklara bölünür ve dağılmaları daha da kolaylaşırken, alerjik kişileri hapşırtan, öksürten veya kaşındıran yakınmalara yola açar.

Her polen alerjiye yol açmaz. Polen boyutları, solunan havadaki polen miktarı ve polenlerin havada kalma süreleri alerjen yapılarını belirler. Ülkemizde bölgesel farklılıklar olmasına rağmen atmosferde en çok polen bulunan aylar nisan ve hazirandır. Bu aylarda sıklıkla çayır polenleri etkilidir. Hedef organları ise burun ve akciğerlerdir. Eylül ve ekim aylarında ise ot polenleri atmosfere yayılır.

Alerjik nezle ve alerjik astım

Etkilenme burunda ise "alerjik nezle", akciğerde ise "alerjik astım" rahatsızlığı ortaya çıkar. Yeni yaklaşımlara göre burun ve akciğeri tek bir hava yolu olarak değerlendiriyoruz. Çünkü astımlı hastaların yüzde 80'inden fazlasında alerjik nezle gözlenir. Alerjik nezlesi olanların da yüzde 20-40'ında astım vardır.

Alerjik nezle burun akıntısı, hapşırma, burunda kaşıntı ve tıkanıklık; astım ise tekrarlayan öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve atakları, göğüsten ıslık sesi gelmesi, koşma, ağlama ve gülmekle ortaya çıkan veya gece uyandıran öksürük gibi belirtiler gösterir. Dış ortamda soluduğumuz havada dolaştıklarından, polenlerden tam korunma mümkün değildir. Atmosferdeki polen miktarı sıcak, kuru ve rüzgarlı havalarda çok fazladır. Yağmurlu günlerde ise polenler su ile yere indiklerinden havadaki miktarları hemen azalır ve alerjik kişiler rahatlar.

Polenlerden korunmanın yolları:
  • Hangi polenlere alerji geliştiği saptanmalı
  • Medyada polen mevsimine uygun günlük hava raporları olmalı ve bunlar takip edilmeli
  • Polenlerine alerjik olduğu bilinen bitkilerden olabildiğince uzaklaşın
  • Evin kapı ve pencereleri sıkıca kapatın
  • Evde ve arabada polen filtreleri kullanın
  • Evdeki polen düzeyi çok yüksek ise hava temizleyicisi kullanılmalı
  • Polenlerin atmosferde yoğun olduğu zamanlarda çocukları dışarı çıkarmayın
  • Dış ortamda ağzı ve burnu koruyan maskeler kullanın
  • Polen zamanı ağaçlık, çimenlik yerlerden çok, deniz kenarını tercih edin
  • Dışarıda çocuklarınıza güneş gözlüğü takın ve eve dönünce hemen yüzünü yıkayın
  • Şapka takın ve yatmadan saçlarını yıkayın çünkü yapışan polenler uykuda yakınmalara yol açabilir.
  • Eve gelir gelmez dış ortamda kullanılan giysileri çıkarın

Alerji Tedavisi

Polen alerjilerine bağlı astım ve alerjik nezle hastasının temel tedavisi ilaç tedavisidir. Bunun için de hem polen mevsiminde yakınmaların ortaya çıkmasını önleyici koruyucu hem de yakınmaları ortadan kaldıran kurtarıcı ilaçlar kullanılır. Sıklıkla polen dönemi süresince tedavi almak yeterlidir.

Polen aşısı

Polen alerjisine bağlı astım ve alerjik nezleye karşı polen aşısının da bir tedavi yöntemi olarak uygulanabilir. Aşı yalnızca ve yalnızca uygun ilaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamayan hastalarda düşünülmeli, kullanılıp kullanılamayacağına da alerji uzmanları karar vermelidir.
Alerjik nezlesi olan çocuklarda astım gelişme riski olduğundan, ailelerin çocukların yakınmalarına duyarlı ve dikkatli olması gerekir. Çünkü alerjik nezle uygun tedavi edildiğinde astım gelişme riski de azaltılabilir.

UÇURTMA ŞENLİKLERİ


UÇURTMA ŞENLİKLERİ
Her uçurtmanın uçuruluşu bir sevinç, bir coşku, bir övünç, bir sergi, bir paylaşım, bir gurur, bir huzur, bir hülya taşıyor ve herkesin kendine göre bir mutlu olma hali var. İşte bunu bir kez gördünüz mü o uçurtmaların altından, uçurtanlardan bir daha ayrılamıyorsunuz. Uçurtmayla ilgili her şey pozitiftir. Aklınıza hep güzel şeyler gelir. Keyif, mutluluk, çocukluk ve dahası doldurur içinizi. Yanımıza yaklaşan herkes hemen çocukluğunda yaptığı uçurtmayı anlatıyor. Anlattığı uçurtma değil, o günkü mutluluğunu paylaşıyor sizle. İçindeki çocuk, sizin içinizdeki çocukla arkadaş olmak istiyor.Bizzat kendi elleriyle, emek verip yaptığı uçurtmayı gökyüzüne salmanın keyfi çok büyük. Hazır alanların keyfi de bir başka, ama kendi yapanlar kadar olamaz asla. 2 ipli, 4 ipli uçuranlar ise gittikçe artan ve gelişen becerilerinin hazzı ve gururunu tahmin etmek zor olmasa gerek.
KOLAY BİR UÇURTMA NASIL YAPILIR.
 Elimde 3 mm. İnceliğinde bulunan çita var. Bizim uçurtmamızın kanat boyu 1 metre. Siz 180 cm.lik yapabilirsiniz. Yapımı kolay, fazla hesap gerektirmez.Önce masamıza kesim yapabilmek için şu yer döşeme malzemesini serdik. Üzerinde maket bıçağı ile rahatça kesim yapabiliyoruz. Masayı ya da masa örtüsünü kesmeyin sakın. Mukavva da kullanabilirsiniz.Naylonumuz çöp naylonu. İki kanat genişliği 1 metre ve tam ortadan yükseklik 50 cm. olarak ayarlıyoruz.Yanları kesiyoruz. Delta çıtaları kanatlara bantlamak için biz kağıt bant kullandık. Siz normal bir bant kullanabilirsiniz. Çıtamız ince olduğu için çıtayı önce bantla yapıştırdık.Sonra kanada yapıştırdık. Aman dikkat buradaki çıta tepeye kadar çıkmıyor. Alt uçtan sıfır başlayıp üstte boşluk kalıyor. Çıta uzunluğunu 55 cm. den kestik. Buradaki ölçüler göz kararı oldu. Bir plana uymadık. İki kanada da çıtaları yapıştırdık. Çıtaların tepeye kadar gelmediğine tekrar dikkat edin. Ortaya da çıtayı yapıştırıyoruz. Fazlalıkları kesiyoruz.Yatay gerdirme çıtasını yapıştırıyoruz. Sizin yaptığınız uçurtma daha büyükse sökülüp, takılabilir yapmanız daha iyi olabilir. Nasıl bir sistem olacağını siz çözmelisiniz. Ama sökülür çıta olursa uçurtmanızı katlayıp bir kenarda hiç yer kaplamadan saklayabilirsiniz.

4 Nisan 2013 Perşembe

DEĞERLER EĞİTİMİ VE ÇOCUĞUMUZA KAZANDIRDIKLARI Okul öncesi öğretmenliği birinci sınıf öğrencisiyim.Bir anaokulunda beş yaş çocuklarının öğretmeni olduğumu hayal ediyorum. Onlarla bu ay Değerler Eğitimi kapsamında Verien sözün tutulması konusunu işledik ve konuya uygun Kurbağa Prens adlı kitabı seçip hep birlikte sınıf kitaplığımıza koymaya karar verdik. Şimdi kurbağa prens kitabının konusundan ve eğitim açısından yararından bahsedicem. Bir cadı tarafından kurbağaya çevrilen bir prens ve onunla arkadaş olmaya söz veren daha sonra sözünü tutmayan prensesten bahsediliyor. Kurbağa olduğu için prenses sözünü tutmayıp kurbağa ile arkadaş olmuyor.Sonra kurbayı arkadaşı kabu edip hem verdiği sözü tutup hemde prensi kurbağa olmaktan kurtarıyor. Bu şekilde verilen sözlerin tutulması ve tutamayacağımız sözlerin verilmemesi hakkında çocuğa bilgi verebiliriz. Onun kişiliğinin oluşmasında ve doğru değerler kazanmasında yönlendirmede bulunabiliriz. Şimdi bahçede sınıfla birlikte oynayacağımız Aç Kapıyı Bezirgen Başı oyununu tanıtıcam.İki tane çocuğu el el tutuşturup diğer çocukların altından sırayla geçtiği bir oyundur. Altından geçerken tekerlemesi söylenir.Aç kapıyı bezirgan başı bezirgan başı kapı hakkı ne alırsın ne verirsin arkamdaki yadigar olsun yadigar olsun diye tekerlemesiyele de eğlenecekleri bir oyun.Bu şekilde bütün sınıfıda oyuna dahil edebiliriz. Etkin bir sınıf oyunu ve katılımını gerçekleştirebiriz.Çocuklar hem eğlenirler hemde sosyal bir şekilde oyuna dahil olarak sınıf kaynaştırmasınıda gerçekleştirebiriz. Doğruluk bir erdemdir.